Kayıtlar

Ekim, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

CUMA SOHBETLERİ 40 -GERÇEK GÜZELLİK

“Bebeğimi görebilir miyim?" dedi yeni anne. Kucağına yumuşak bir bohça verildi. Mutlu anne, bebeğinin minik yüzünü görmek için kundağı açtı ve şaşkınlıktan adeta nutku tutuldu. Anne ile bebeğini seyreden doktor hızla arkasını döndü ve camdan bakmaya başladı. Bebeğin kulakları yoktu. Muayenelerde, bebeğin duyma yetisinin etkilenmediği, sadece görünüşü bozan bir kulak yoksunluğu olduğu anlaşıldı. Aradan yıllar geçti, çocuk büyüdü ve okula başladı. Bir gün okul dönüşü eve koşarak geldi ve kendisini annesinin kollarına attı. Hıçkırıyordu. Bu onun yaşadığı ilk büyük hayal kırıklığıydı, ağlayarak ; - "Büyük bir çocuk bana ucube dedi." Küçük çocuk bu kadersizliğiyle büyüdü. Arkadaşları tarafından seviliyordu ve oldukça da başarılı bir öğrenciydi. Sınıf başkanı bile olabilirdi, eğer insanların arasına karışmış olsaydı. Annesi, her zaman ona "genç insanların arasına karışmalısın" diyordu, ancak aynı zamanda yüreğinde derin bir acıma ve şefkat hissediyordu. Delikanlının

CUMHURİYET

Resim
C an vermiş,kan vermiş bu millet bu toprağa! U yumamış üşümemiş,direnmiş, hain düşmana! M illet tek yürek kürdü,türkü çerkezi,tatarı ..... H U nasıl bu vatan bölünür? siyasi oyunlarla! U ğraşır türk insanı aslında ayrılık yok! R engi, cinsi ,ırkı ne olursa olsun bu dünya başka yok! İ nsanoğlu birdir aslında ikilik kavramı yok! Y önetilen ülkemiz cumhuriyet bundan öte bir yol yok! E n çağdaş ve bilimsel rotamız budur! başka alternatif yok! T ÜRKüz türk damarlarımızda asil kanda mevcut başka kudret yok ! cumhuriyetimiz tüm insanlığa kutlu olsun ..... şair virgo

MERHUM MEHMET IŞILDAK HOCA....

ŞU AN EYÜP SULTAN DA CUMA SELASI VERİLİYOR... EYÜP CAMİ İMAMLARINDAN HAFIZ MEHMET IŞILDAK HOCAMIZI KAYBETTİK ... ALLAHTAN RAHMET DİLİYORUM ...

CUMA SOHBETLERİ 39 sorumluluk

Resim
Vaktiyle her türlü maddi imkâna sahip olmasına rağmen can sıkıntısından, hayatın yaşanmaya değmez olduğundan yakman bir prens vardı Kardeşleri, arkadaşları gezer, ava gider, eğlenirken o odasına kapanır, sürekli düşünürdü Oğlunun bu haline hükümdar babası çok üzülüyordu . Birgün hükümdar, ülkesinin en bilge kişisini sarayına çağırtıp ona oğlunun durumunu anlattı ve buna bir çözüm bulmasını istedi Bunun için bilgeye bir hafta mühlet verdi Bir hafta içinde bir formül bulamazsa bunun hayatına mal olabileceğini de hatırlattı Yaşlı bilge üç beş gün düşünüp taşındı; aklına hiç bir çözüm gelmedi Bu nedenle canını olsun kurtarmak için ülkeyi terketmeye karar verdi Üzgün, dalgın bir şekilde ülkeyi terkederken, bir köyün yakınında koyunlarını, keçilerini otlatan küçük yaşta bir çobanla bir süre ahbaplık etti Bundan cesaret alan küçük çoban yaşlı dostuna “Amca şu hayvanlarıma biraz göz kulak oluver de, ben de şu görünen köyden azık alıp geleyim, bugün azık almayı unutmuşum” dedi Bilge de zevkle k

cuma sohbetleri 38 ALLAH YETER

Resim
Ebû Hüreyre'den rivayet edildiğine göre; Resûlullah Efendimiz (sav), İsrailoğullarından bir adamı anlattı. O adam, İsrailoğullarından birinden ödünç olarak bin dinar vermesini istedi. Para sahibi: - Şahit tutacağım şahitleri bana getir, dedi. Ödünç isteyen adam: - Şahit olarak Allah yeter, dedi. Para sahibi bu defa da: - O halde bana kefil getir, dedi.Adam: - Kefil olarak Allah yeter, dedi. Bunun üzerine para sahibi: - Gerçekten doğru söyledin, dedi ve belli bir süreye kadar ona bin dinar verdi. Derken, borç alan adam deniz yolculuğuna çıktı ve işini gördü. Sonra borçlandığı adama gelmek üzere binmek için bir gemi aradı. Çünkü belirledikleri ödeme tarihi geliyordu. Fakat adam, bir gemi bulamadı. Bunun üzerine kalın ve kuru bir ağaç parçası alıp onu oydu. İçine bin dinar ile o arkadaşına yazdığı bir mektubu koydu. Sonra o oyuk yeri sıkıca kapatıp düzeltti. Ve onu deniz kenarına getirerek; "Allahım! Sen biliyorsun ki, falan kimseden ben bin dinar ödünç istedim. O benden bir kefi

cuma sohbetleri 37 darı

Resim
Adamın biri kendini darı zanneder, nerede tavuk görse köşe bucak kaçarmış. Akıl hastanesine yatırmışlar. Uzun süre tedavi görmüş, sonunda Hekimi, iyileştiğine kanaat getirmiş, yanına çağırmış: “İyisin değil mi evladım, artık darı değil koca bir adam olduğunu anladın! Kendini darı zannetmek gibi bir sorunun yok sanıyorum artık!” “Evet, iyiyim,” demiş adam, “darı olmadığımı iyi öğrendim!” Ve taburcu edilmiş. Hekimiyle vedalaşmış, hastaneden çıkmış.. Ne var ki çok geçmeden, Hekim bir bakmış, adam kan ter içinde koşarak geri gelmiş! Hekimi, “Ne oldu evladım, bu halin ne, neyin var?” diye sormuş! Adam, “Efendim!” demiş, “Bende sorun yok! Ben darı olmadığımı öğrendim de... Bunu tavuklara da öğrettiniz mi?..” :))))))))) sevgilerimle hayırlı cumalar

cuma sohbetleri 36 AHDE VEFA

Resim
Hz. Ömer arkadaşlarıyla sohbet ederken, huzura üç genç girerler. Derler ki : -"Ey halife, bu aramızdaki arkadaş bizim babamızı öldürdü. Ne gerekiyorsa lütfen yerine getirin. " Bu söz üzerine Hz.Ömer suçlanan gence dönerek : - Söyledikleri doğru mu? diye sorar , Suçlanan genç der ki : - Evet doğru. Bu söz üzerine Hz Ömer; - Anlat bakalım nasıl oldu diye sorar: Bunun üzerine genç anlatmaya başlar, der ki : - "Ben bulunduğum kasabada hali vakti yerinde olan bir insanım. Ailemle beraber gezmeye çıktık, kader bizi arkadaşların bulunduğu yere getirdi. Affedersiniz hayvanlarımın arasında bir güzel atım var ki dönen bir defa daha bakıyor, hayvana ne yaptıysam bu arkadaşların bahçesinden meyve koparmasına engel olamadım, arkadaşların babası içerden hışımla çıktı, atıma bir taş, attı atım oracıkta öldü. Nefsime bu durum ağır geldi, ben de bir taş attım, babası öldü. Kaçmak istedim fakat arkadaşlar beni yakaladı, durum bundan ibaret. "Bu söz üzerine Hz Ömer: - "Söyleyecek