Kayıtlar

Mart, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

merhum MUHSİN YAZICIOĞLU VE KADER ARKADAŞLARINA!!!

Resim
ALLAHTAN RAHMET DİLİYORUZ... RUHLARI ŞAD ; MEKANLARI CENNET OLSUN YA MUHSİ!!! Hadsiz acz ve zaaf içindeyim Düşmanlarım pek yaman incitenim sayısızdır Sana şükrüm yetersiz arzularım hesapsızdır Fıtratımın diliyle yalvarıyorum dualar ediyorum İsteyenlerin ve istenenlerin sayısını bilen ancak sensin Kalbime yoldaş eyle merhametini

CUMA SOHBETLERİ 14 İNCİ !!!!

Resim
Okyanusun dibinde yatan bir istiridye, su üzerinden akıp geçsin diye, kabuğunu açmış. Su içinden geçerken, solungaçları yiyecek toplayıp midesine gönderiyormuş. Aniden, yakınındaki bir balık,bir kuyruk darbesiyle kum ve çamur fırtınası yaratmış.İstiridye de kumdan nefret edermiş; zira kum öylesine pürüzlüymüş ki kabuğunun içine kaçarsa son derece rahatsız olurmuş. İstiridye derhal kabuğunu kapamış ama çok geç kalmış; Sert ve pürüzlü bir kum taneciği içeri girip, iç derisi ile kabuğun arasına yerleşmiş. Kum tanesi istiridyeyi ne çok rahatsız ediyormuş. Ama, kabuğunun içini kaplaması için kendine verilmiş olan salgı hücresini hemen çalıştırarak, minik kum tanesinin üstünü kaplamaya başlamış; ta ki, nefis, parlak ve düzgün bir örtü oluşana kadar... İstiridye, yıllar yılı, minik kum taneciğinin üstüne katlar eklemeye devam etmiş ve sonunda müthiş güzel, parlak ve son derece değerli bir inci oluşmuş........ Karşı karşıya olduğumuz problemler bu kum taneciğine benzer, bizi rahatsız ederler

CUMA SOHBETLERİ 13 DOST

Resim
Dost !. Genç adamın biri, Dermiş babasına her gün; 'Benim de dostlarım var, sendeki dost gibi' Baba, itiraz eder, Olmaz öyle çok dost, hakikisi Belki bir, belki iki, Fazlasını bulamazsın gerçek, hakiki... Devam eder durur konuşma. Aralarında başlar bir tartışma, Karar verirler bir sınava, Dostun hakikisini anlamaya... Bir akşam bir koyun keserler, Ve koyarlar çuvala. Baba der ki oğluna, 'Hadi al bu çuvalı, şimdi götür dostuna'. Çuvaldan kanlar damlamakta, Sanki öldürmüşler de bir adamı, Koymuşlar çuvala, Dıştan böyle sanılmakta. Delikanlı sırtlar çuvalı, Gider en iyi bildiği dostuna, çalar kapıyı. O dost, bakar ki bir çuvala hem de kanlı, Kapar hızla kapıyı delikanlının suratına, Almaz içeri arkadaşını, Böylece tek tek dolaşır delikanlı, Kendince tanıdığı, sevdiği dostlarını. Ne çare, hepsinde de sonuç aynıdır. evlat geriye döner. Ama içten yıkılır... Babasına dönerek; 'haklıymışsın baba' der. Dost yokmuş bu dünyada ne sana, ne de bana. Baba 'hayır Evlat'

ÇANAKKALE ŞEHİTLERİ !!!!!!!!!

Resim
Çanakkale AskeriAdına binlerce destan yazılan Yıllar sonra bir bir anılan Toprağına taşına yazılan Çanakkale mi şehit,şehit mi Çanakkale Adım adım koşan asker Düşmanını yenen asker Vatanını seven asker Çanakkale mi şehit,şehit mi Çanakkale Tüm dünya'ya örnek asker , Komutanıyla yürek asker Vatan millet diyen asker Çanakkale mi şehit,şehit mi Çanakkale Çanakkale geçilir mi sandın Topuna tüfeğine mi kandın Türk'ü yenilir mi sandın Çanakkale mi şehit,şehit mi Çanakkale Al bayrakla koşan asker Ölüm emrini alan asker Yaralı düşmanı saran asker Çanakkale mi şehit,şehit mi Çanakkale Bu destan anlatılmaz yaşanır Bu şehitler unutulmaz anılır Koca Seyit Bismillah der kaldırır Çanakkale mi şehit,şehit mi Çanakkale Ramazan Bilgin Çelik TÜM ŞEHİTLERİMİZİN RUHU ŞAD OLSUN!!!!! AYRICA BUĞÜN ANNEMİ N DOĞUM GÜNÜ ONUN DA DOĞUM GÜNÜNÜ NACİZANE YÜREĞİMLE KUTLUYORUM.

CUMA SOHBETLERİ 12 Zengin Kralın Eşleri !.

Resim
Bir ülkenin çok zengin kralı varmış. Bu kral dört eşliymiş. Kral ilk eşini hiç sevmediği gibi ona çok kötü davranır ve üzermiş. Hatta yüzünü bile görmediği de olurmuş. Kral ikinci eşini çok severmiş. Her şeyini onunla paylaştığı gibi; onu güzel giysilerhediyelerbir birinden pahalı ziynetler takarilk güzel yiyeceği ona tattırmaktan zevk alırmış.Kral üçüncü eşini de severmiş. Onu kıskanırmışta. Hatta kimsenin görmemesi ve onu almaması içinde saklarmış. Zaman zaman onunla gururda duyarmış. Onsuz yapamayacağını düşünürmüş. Kral dördüncü eşine çok bağlıymış. Ve her düşüncesini her planını ona açar onunla hareket edermiş. Kimi zaman derdini kimi zamanda dostluğunu paylaştığı bu eşine sonsuz bir sevgi de beslermiş.Ve kral birgün ölümcül bir hastalığa tutulmuş. Hasta yatağında yatarkenbu ölüm yolculuğuna eşlik edecek eşin kim olacağını ikinci eşini yanına davet ederek sorgulamış; Kral; - Yakında öleceğimbenimle bu ölüm yolculuğunu birlikte yapar mısın?İkinci eş; - Hayır bu imkansız! Kral; - Ne

ALEMLERE RAHMET EFENDİMİZ VE 8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ

Resim
MEVLİD KANDİLİ TÜM İNSANLIK ALEMİNE.. 8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ TÜM KADINLAR ALEMİNE KUTLU OLSUN; PEYGAMBER EFENDİMİZ KADINLARA ÇOK ÖNEM VERİRDİ İŞTE KISA BİR ÖRNEK (ne kadar ince değilmi ? Peygamberimiz ashabıyla otururken bir kadın i çeri girer. Oturanlardan biri ayağa kalkar ve yerini kadına verir. Hz. Peygamber (sav) bu ince ve nazik harekete ilgisiz kalmaz. Yer açana sorar:"Bu kadın senin annen mi?"Adam, "Hayır" der.Peygamber Efendimiz bu sefer:"Peki kardeşin veya başka bir tanıdığın mı?"Adam tekrar "Hayır, değildir" der ve cümlesine şöyle devam eder:"Sadece ona saygı göstermek i çin yer açtım."Bu söz üzerine Peygamber Efendimiz, "Allah da sana cennette yer açsın! Sana genişlik versin" diye dua eder... HEPİMİZ ANANLARDAN DEĞİL UYGULAYANLARDAN OLALIM.. SEVGİLERİMLE!

CUMA SOHBETLERİ -12 AYNA

Resim
Doğu ülkelerinden birinde yüksek bilinç öğretilerinin verildiği ''Zen Dergahı'' nda öğretiye tamamlanmış birine törenle bir kitap armağan edilir.Kitabı alan kişi, sayfaları açar bakar ve yüzündeki şaşkınlık ifadesiyle çevresine, gördüğünden ötürü oluşan hayretini yansıtır. Bu töreni izleyen yeni öğrencilerden biri kitabın bu kişide yarattığı şaşkınlıktan ötürü içindekini merak eder. Ancak, tüm çabalarına karşın kitabın içindekilerini öğrenemez. Öğreti bitmeden, bu kitaba el sürmek olanağı olmadığını kendisine anlatırlar. Çaresiz dayanmış, öğretileri yutarcasına beynine katmaya, benimsemeye çabalamış dergahın yeni öğrencisi... Sonuçta beklediği gün gelip çatmış. Mezun olurken tören düzenlenmiş ve kendisine o kitabın bir eşi armağan olarak sunulmuştur. Yıllardır, törende alacağı kitabın içindekileri merakla bekleyen bu öğrenci kitabı aldığı halde açmıyor her nedense artık içindekileri merak etme gereği duymuyormuş! Çünkü, öğrendiklerinin dışında yer yüzünde önemli hiçbir

ÇOCUKLUK ANILARIM.....

Resim
Ben çocukluk hikayemi; annemin bana doğuma gittiği andan itibaren kısa kısa anlatayım .sizlereee.. annem benim doğumumdan önce 1 hafta hastanede kalmış koma halinde doğum (sezaryen) a giderken babam a doktor ya bebek ya hanım demiş hangisini kurtaralım..tabiki ANNEM ... ama yiyecek lokması olan bende kazasız belasız doğmuşum ... hastane adım cimcime neyse kendimi bildiğim 3 yaşları falen ... bursada telefriğe binilecek ve ben kayıp ben oradaki görevli ile muhabbet etmede idim .... ben bebek isterim ben herşey isterim yoktan da anlamam!sonra da hızla karşıdan karşıya geçtim cadde de ise vızır vızır arabalar geçmede ... ozamanBABAM DAN OKKALI Bİ DAYAKTA YEDİM .... çocukken ben okuma yazmayı öğrenmek için güya okula gidiyorum önlük çanta beslenme tam techizat mahallede dolaşırdım yaşım küçük 4 falan sonrada eve gelirdim ...ders yapardım .. çocukken evimizin bahçesinde erik. erik ağacında salıncak sallanırdım dut ağaçlarından inmezdim... erkek çocuklarıyla misket, top oynardım hep yenerdim