Kayıtlar

EY ATA !!!!!!!

Resim
Yine uyanmaktayım alaca bir sabaha, Bilirim sabahlar seninle güzel EY ATA! Doğan güneş gibi doğdun karanlık yurduma; Bilirim yurdum seninle güzel EY ATA! Bilmezlermi; insanlar aydınlık seninle var, Bilirim aydınlık seninle güzel Ey ATA! Değişmedin yurdumun bir parça toprağını Bilirim yurdum kanlarla sulandı EY ATA! Adını Mustafa KEMAL olarak yazdın tarihe! Bilirim dünya adınla döner EY ATA! Ne kadar imkansız tarif edemem ama; Bilirim bağlantın var Hz Muhammed MUSTAFA yla!!!! şair :VİRGO

CUMA SOHBETLERİ 17 KÖRLER KÖYÜ

Resim
Dere tepe, dağ taş dolaşmayı çok seven tek gözlü bi adam varmış. Yürür yürür gider, gider gider yürürmüş. Birgün uzaklarda renkleri karmakarışık bi köy görmüş; alacalı bulacalı garip bi köy. Yaklaşmış köye doğru. Yolları bir tuhaf, evleri bir tuhaf, insanları bir tuhafmış köyün. Köyün içine girince anlamış meseleyi. Körler köyüymüş burası. kadınların, erkeklerin, çocukların velhasıl herkesin sımsıkı kapalıymış gözleri.Gezgin tek gözlü adam karar vermiş burda yaşamaya. "hiç değilse benim tek gözüm var" diyormuş. "körler ülkesinde şaşılar kral olur derler. Ben de bunların başına geçer yaşarım " Körlerin gözleri yokmuş ama elleri, kulakları, burunları çok hassasmış. Kendilerine göre kurdukları bir düzen içinde yuvarlanıp gidiyolarmış. Adam şaşkın hallerine bakıyomuş onlarin. Yürümeleri, konuşmaları doğrusu başka türlüymüş. Birgün körlerden biri ötekilerden birinin malını çalmış. Sadece tek gözlü adam görmüş bunu. Bağırarak ilan etmiş "filanca falancanın malını ça

14-20 nisan kutlu doğum haftası

Resim
ALEMLERE RAHMET OLARAK DÜNYAYA TEŞRİF EDEN O YÜCE ZATIN DOĞUM U KUTLU OLSUN ; BİZİM BİLİNÇLERİMİZDE İNŞALLAH O NU ANLAMAK İDRAKİ NASİP OLUR. Annelerin sultanı Peygamberimizin annesi Hz. Âmine son nefesini verirken peygamberimiz kulağına şöyle fısıldamıştır; “Her yaşayan ölür, Her yeni eskir, Her yaşlı göçer, Ben de öleceğim. Fakat senin gibi temizBir vekil bırakacağım içinAdım asla ölmeyecektir. ”Hz. Aişe Validemiz; Eğer Mısır’dakiler Peygamber efendimizin yanaklarının güzelliğini işitmiş olsalardı,Güzelliği dillere destan olan Hz. Yusuf’un pazarlığında hiç para vermezlerdi. Bütün mallarını efendimizin yanaklarını görmek için saklarlardı.Zeliha Hz. Yusuf’a âşık oldu diyerek kötüleyen kadınlar Allah’ın Resulünün parlak alnını görselerdi,Ellerinin yerine kalplerini keserlerdi de acısını duymazlardı.”

CUMA SOHBETLERİ 16 DEDİKODU

Resim
Bilge, karşısında duran iki adamı ilgiyle süzerek, "Sorun nedir?" diye sormuş. Adamlardan biri diğerine işaret ederek,"O, yaptığı dedikodularla sadece benim şöhretimi mahvetmekle kalmadı, bu köydeki pek çok insanın da canını yaktı!" demiş. Öteki hemen atılmış: "Üzgünüm... Böyle olsun istememiştim. Tüm söylediklerimi geri alıyorum. " "Yaa... bunun gerçekten her şeyi düzelteceğini mi sanıyorsun?" diye söze katılmış bilge, "Yarın köy meydanına kuş tüyü yastığınla gel." "Nasıl yani?..." "Dediğimi yaparsan anlayacaksın. " Ertesi gün köy meydanında buluşmuşlar. Bilge, adamın eline bir makas vermiş ve yastığı kesip içindeki tüyleri boşaltmasını söylemiş. Yastıktan boşalan tüyler rüzgârla birlikte etrafa savrulunca, "Şimdi," demiş bilge, "Bunların hepsini toplayıp bana getir." Adam saşkınlıkla, "Ama bu mümkün değil!" diye cevap vermiş. "Baksanıza, duvarların ardındaki bahçelere kadar savru

CUMA SOHBETLERİ 15 ACIDAKİ HİKMET

Resim
Verdiğin acılar için sana şükürler olsun Allah'ım ; -- 'Gün gelecek Allah'a bana yaşattığı bu sıkıntılar için şükredeceğimi biliyorum' demişti bir arkadaşım. Belki de hayatının en zor günlerini yaşıyordu. Zorlukların insana ne kadar büyük dersler verdiğini uzun uzun konuşmuştuk. Bir acının öğrettiğini bin kahkahanın öğretemeyeceği üzerine bir çok örnekler vermiştik o konuşmamız da. Aradan iki yıla yakın bir zaman geçince arkadaşımın haklı çıktığını gördük. O günlerin acı görünen olaylarının, kendisine ne kadar büyük kapılar açtığını gördükçe 'verdiğin acılar için sana şükürler olsun Allah'ım!' demeye başladı. Gündüzleri fırsat buldukça bir araya geldiğimiz arkadaşıma O günlerde aşağıdaki hikayeyi yollamıştım. Yaşlı kadın, bir antika dükkanından aldığı yüz yıllık fincanı özenle salon vitrinine yerleştirdi. Fincanın biçimi, üzerindeki işlemeler, renkler onun birs anat eseri olduğunu söylüyordu. Ödediği fiyatı hatırladı; hayır, hiç de pahalıya almamıştı. Hayran

merhum MUHSİN YAZICIOĞLU VE KADER ARKADAŞLARINA!!!

Resim
ALLAHTAN RAHMET DİLİYORUZ... RUHLARI ŞAD ; MEKANLARI CENNET OLSUN YA MUHSİ!!! Hadsiz acz ve zaaf içindeyim Düşmanlarım pek yaman incitenim sayısızdır Sana şükrüm yetersiz arzularım hesapsızdır Fıtratımın diliyle yalvarıyorum dualar ediyorum İsteyenlerin ve istenenlerin sayısını bilen ancak sensin Kalbime yoldaş eyle merhametini

CUMA SOHBETLERİ 14 İNCİ !!!!

Resim
Okyanusun dibinde yatan bir istiridye, su üzerinden akıp geçsin diye, kabuğunu açmış. Su içinden geçerken, solungaçları yiyecek toplayıp midesine gönderiyormuş. Aniden, yakınındaki bir balık,bir kuyruk darbesiyle kum ve çamur fırtınası yaratmış.İstiridye de kumdan nefret edermiş; zira kum öylesine pürüzlüymüş ki kabuğunun içine kaçarsa son derece rahatsız olurmuş. İstiridye derhal kabuğunu kapamış ama çok geç kalmış; Sert ve pürüzlü bir kum taneciği içeri girip, iç derisi ile kabuğun arasına yerleşmiş. Kum tanesi istiridyeyi ne çok rahatsız ediyormuş. Ama, kabuğunun içini kaplaması için kendine verilmiş olan salgı hücresini hemen çalıştırarak, minik kum tanesinin üstünü kaplamaya başlamış; ta ki, nefis, parlak ve düzgün bir örtü oluşana kadar... İstiridye, yıllar yılı, minik kum taneciğinin üstüne katlar eklemeye devam etmiş ve sonunda müthiş güzel, parlak ve son derece değerli bir inci oluşmuş........ Karşı karşıya olduğumuz problemler bu kum taneciğine benzer, bizi rahatsız ederler