Kayıtlar

Kardeşim GeCe nin ve tüm öğretmenlerimizin öğretmenler günü kutlu olsun !!!!

Değerli öğretmenlerimize sevgi ve saygılarımla ......

CUMA SOHBETLERİ 43 TERBİYE YARADILIŞA TABİDİR..

Eski iran hükümdarlarından biri vezirine oğlunun hocasından yakınıyordu: - Ben istiyorum ki oğlum ilim öğrensin, benim yerime iyi bir hükümdar olsun, o ise devamlı müzikle, sesle, sazla meşgul Demek ki hocası buna iyi bir yön veremiyor Vezir aynı görüşte değildi: - Hükümdarım hocanın elinde mucize yok Çocuğun kabiliyeti neye ise hocası ancak onda ilerlemesine, olgunlaşmasına yardım edebilir İnsanın tabiatı değiştirilemez Terbiye yaratılışa tabidir Hükümdar aksi görüşteydi Terbiye ile yaratılışa yön verebileceğini iddia ediyordu Bunu kanıtlamak için bir akşam sarayında bir eğlence düzenledi Bu eğlence sırasında eğitilmiş kedilerin bir gösterisi de yer aldı Bu kediler, sırtlarında, bir tabak içinde yanan mumları taşıyorlar ve onları düşünmüyorlardı Hükümdar vezire bu kedileri göstererek: - Görüyorsunuz, terbiyenin nelere gücü yetiyor, dedi Vezir karşılık vermedi Olumlu, olumsuz bir şey söylemedi Yeni bir eğlence gecesini bekledi Bir başka gecede düzenlenen eğlenceye gelirken yanında gizl

CUMA SOHBETLERİ 42 KAYINVALİDE

UZUN YILLAR ÖNCE, Çin'de Li-li adında bir kız yaşıyordu. Günler günleri, yıllar yılları kovaladı ve çoğu genç kız gibi Li-li de günün birinde bir delikanlıyla evlendi. Li-li'nin kocası zengin biri olmadığı gibi, ailesine karşı sorumluluklarına dikkat eden biriydi de. O yüzden, Li-li'nin evi kocasıyla birlikte dul kayınvalidesi ile de paylaşması gerekiyordu. Gelin görün ki, aylar geçtikçe, Li-li kayınvalidesiyle geçinmenin çok zor olduğunu anlamaya başladı. İkisinin de kişiliği çok farklıydı ve bu yüzden sık sık kavga ediyorlardı. Kavgalar gitgide o kadar şiddetlenmişti ki, konu komşu da evde olup bitenlerden haberdar olmaya başlamıştı. Birkaç ay daha böyle geçtikten sonra, Li-li bu işin böyle gitmeyeceğinden iyice emin haldeydi. Bu durumun annesi ile eşi arasında kalan kocası için evliliği cehenneme çevirdiğini de görüyor; eşi için de üzülüyordu. Li-li, bir çare bulabilme ümidiyle, baba tarafından aile dostları olan bir baharatçıya gidip derdini anlattı. Baharatçı, Li-li

ATAM VİCDAN VİCDAN

Resim
1 oldum önce sonra iki, 0 oldum sonra birden! K albim ağrıyor acaba neden neden? A slında her gün sancılıyım vicdan vicdan! S olmasın artık o gülen deniz mavisi gözler I şık tutsun yolunu aydınlatan gençler, Matemim naciz vucudum toprak olacaktır diyen diller! SEVGİ VE SAYGILARIMLA SEVGİLİ ATAM! RUHUN ŞAD OLSUN MEKANIN CENNET BİZDEN SANA DUALAR OLSUN DUALAR ! SENİ VE MİLLETİMİZİ ANLATAMAZ HİÇ BİR KALEM SEN KALEM OLDUN TÜRKLERİN KADERİNİ YAZDIN KAĞIT KAĞIT!!!

CUMA SOHBETLERİ 41 KAVANOZ

Resim
Aşağıdaki gerçek hikâye Kellog Business School'da (Northwestern üniversitesi) İş idaresi master öğrencileri ile Zaman Yönetimi dersi profesörü arasında geçer. Profesör sınıfa girip karşısında duran dünyanın en seçilmiş öğrencilerine kısa bir süre baktıktan sonra; “Bu gün Zaman Yönetimi konusunda deneyle karışık bir sınav yapacağız” dedi. Kürsüye yürüdü, kürsünün altından kocaman bir kavanoz çıkarttı. Arkadan, kürsünün altından bir düzine yumruk büyüklüğünde taş aldı ve taşları büyük bir dikkatle kavanozun içine yerleştirmeye başladı. Kavanozun daha başka taş almayacağına emin olduktan sonra öğrencilerine döndü ve “Bu kavanoz doldu mu?” diye sordu. Öğrenciler hep bir ağızdan “Doldu” diye cevapladılar. Profesör “Öyle mi?” dedi ve kürsünün altına eğilerek bir kova mıcır çıkarttı. Mıcırı kavanozun ağzından yavaş yavaş doktu. Sonra kavanozu sallayarak mıcırın taşların arasına yerleşmesini sağladı. Sonra öğrencilerine dönerek bir kez daha “Bu kavanoz doldu mu?” diye sordu. Bir öğrenci “D

CUMA SOHBETLERİ 40 -GERÇEK GÜZELLİK

“Bebeğimi görebilir miyim?" dedi yeni anne. Kucağına yumuşak bir bohça verildi. Mutlu anne, bebeğinin minik yüzünü görmek için kundağı açtı ve şaşkınlıktan adeta nutku tutuldu. Anne ile bebeğini seyreden doktor hızla arkasını döndü ve camdan bakmaya başladı. Bebeğin kulakları yoktu. Muayenelerde, bebeğin duyma yetisinin etkilenmediği, sadece görünüşü bozan bir kulak yoksunluğu olduğu anlaşıldı. Aradan yıllar geçti, çocuk büyüdü ve okula başladı. Bir gün okul dönüşü eve koşarak geldi ve kendisini annesinin kollarına attı. Hıçkırıyordu. Bu onun yaşadığı ilk büyük hayal kırıklığıydı, ağlayarak ; - "Büyük bir çocuk bana ucube dedi." Küçük çocuk bu kadersizliğiyle büyüdü. Arkadaşları tarafından seviliyordu ve oldukça da başarılı bir öğrenciydi. Sınıf başkanı bile olabilirdi, eğer insanların arasına karışmış olsaydı. Annesi, her zaman ona "genç insanların arasına karışmalısın" diyordu, ancak aynı zamanda yüreğinde derin bir acıma ve şefkat hissediyordu. Delikanlının

CUMHURİYET

Resim
C an vermiş,kan vermiş bu millet bu toprağa! U yumamış üşümemiş,direnmiş, hain düşmana! M illet tek yürek kürdü,türkü çerkezi,tatarı ..... H U nasıl bu vatan bölünür? siyasi oyunlarla! U ğraşır türk insanı aslında ayrılık yok! R engi, cinsi ,ırkı ne olursa olsun bu dünya başka yok! İ nsanoğlu birdir aslında ikilik kavramı yok! Y önetilen ülkemiz cumhuriyet bundan öte bir yol yok! E n çağdaş ve bilimsel rotamız budur! başka alternatif yok! T ÜRKüz türk damarlarımızda asil kanda mevcut başka kudret yok ! cumhuriyetimiz tüm insanlığa kutlu olsun ..... şair virgo