Gül Yaprağı


Uzakdoğu'da bir budist tapınağı, bilgeliğin gizlerini aramak için gelenleri kabul ediyordu.

Burada geçerli olan incelik; anlatmak istediklerini konuşmadan açıklayabilmekti.

Bir gün tapınağın kapısına bir yabancı geldi. Yabancı kapıda öylece durdu ve bekledi.
Burada sezgisel buluşmaya inanılıyordu, o yüzden kapıda herhangi bir tokmak, çan veya zil yoktu.
Bir süre sonra kapı açıldı, içerdeki budist, kapıda duran yabancıya baktı.

Bir selamlaşmadan sonra söz'süz konuşmaları başladı. Gelen yabancı, tapınağa girmek ve burada kalmak istiyordu.

Budist bir süre kayboldu, sonra elinde ağzına kadar suyla dolu bir kapla döndü ve bu kabı yabancıya uzattı.

Bu, yeni bir arayıcıyı kabul edemeyecek kadar doluyuz demekti. Yabancı tapınağın bahçesine döndü, aldığı bir gül yaprağını kabın içindeki suyun üstüne bıraktı.

Gül yaprağı suyun üsünde yüzüyordu ve su taşmamıştı.
İçerideki budist saygıyla eğildi ve kapıyı açarak yabancıyı içeriye aldı. Suyu taşırmayan bir gül yaprağına her zaman yer vardı.

Yorumlar

RoNaLDiNHo dedi ki…
Gerçekden bu makeli çok begendim. Mesaj çok net.
GeCe dedi ki…
vawww tüylerim diken diken oldu harikaymış
Bal küpü dedi ki…
Çok hoş. Ama önemli bir nokta var. Kabın içindeki su. Bu gül yaprağı hiçbir zaman kabın içindeki suya karışamayacak, su olamayacak. Çünkü o farklı. Adı üstünde yabancı. Taşırmayacak ama eğreti duracak.
VİRGO dedi ki…
sevgili balküpü yorumunuz değişik geldi bu şekilde düşünmemiştim teşekkür ederim.değişik bakış açısı çok mutlu oldum
şeker pasta dedi ki…
Güzel bir hikaye...
Paşa dedi ki…
ne uyanık yabancıymış heee...ve akıllıca
Sevde dedi ki…
Güzel :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

CUMA SOHBETLERİ 13 DOST

CUMA SOHBETLERİ6- KIYMET BİLMEK

KENDİNİ DÜŞÜNME!